Hep gitmek istediğim ama bir türlü fırsat bulamadığım Doğatepe Restoran’ın o büyülü manzarası ile ilk karşılaşmam birçoğunun olduğu gibi benimde diziler sayesinde oldu. Sonrasında Ramazan ayında çok sevdiğim Celal Pir’in NTV’de yayınlanan programına konuk olduğumda, Doğatepe Restoran’ın hemen yanında manzaranın taa içerisinde çekim yaptığımızda manzaranın büyüsüne kapılıp canlı yayın heyecanını hemen atlatıvermiştim. Hiç unutmam, ayağım kırıldıktan sonra ilk kez topuklu ayakkabı giymiş, gayet temkinli ve korkak yürüyordum. Hayatımda tanıdığım en kibar insanlardan biri olan Celal Pir’in Doğatepe girişindeki patika yolda güvenle yürümem için beni cesaretlendirmesini ve yardımlarını unutamam bu arada…
Meraklıları için program kaydı:
Geçen hafta eşimle birlikte sonunda Doğatepe Restoran’a akşam yemeği için gitmeyi başardık. Başardık diyorum çünkü hafta içi işimiz geç bittiğinden ve trafik sorunundan ötürü pek Rumelihisarı tarafına gitmiyoruz.
Her zaman olduğu gibi klasik bir navigasyon sıkıntısı yaşadıktan sonra Doğatepe’ye ulaştık. Bizim navigasyon cihazımız çok ilginç, olmayan yolları göstermekte üstüne yok, ciddi anlamda tartışıyorum bazen kendisi ile… Özellikle durup durup “Sağa dön” “Sağa dön” “Sağa dön” demesi beni her ne kadar çıldırtsa da, eşim ile araları ne yazık ki fazla iyi. Bazen cihazı saklayıp kayboldu diyesim geliyor… Anlayın başarısını…
Ordövr tabağı gayet başarılı olsa da, zeytinyağlılar ile pek arası olmayan ben sadece beyaz peyniri tükettim. Beyaz peynir ve rakı ikilisi benim için çocukluğumda çok sevdiğim Laurel&Hardy gibiler J
Ana yemek olarak dana antrkot seçimi yaptık. Et, son derece başarılı ve lezzetliydi. Patates püresi ve haşlanmış sotelenmiş sebzeler ile servis ediliyor. Fakat saat geç olduğu ve arkadan gelen tatlıyı düşündüğüm için patates püresini ve havuç haşlamaları atladım.
Manzarası ve zevkli müzikleri ile rakı keyfimizi tamamladı ortam. Kesinlikle yazın yeniden gelmeliyiz diye düşündürdü bizi. Aslında ortam her ne kadar şarap için biçilmiş kaftan olsa da, şarapla arası pek olmayan bizim için alkol alınabilecek her ortam rakı ortamına dönüşebiliyor J
Yemeği eşimle paylaştığımız çikolatalı cheesecake ile bitiriyoruz fakat dilim bize göre o kadar büyük ki dilimi bitiremiyoruz J Az şekerli Türk kahvesini içerde değil, balkonda eşsiz manzara ile içtikten sonra, büyük bir keyifle DoğaTepe Restoran’ı en kısa zamanda yeniden ziyaret etmek için sözleşip evin yolunu tutuyoruz.
Eh ne de olsa yolumuz uzun, Kemerburgaz’a dönmemiz gerekiyor. Aslında Kemerburgaz çıkışı o yönden gayet kolay olsa da, navigasyonu unutmayın J navigasyondaki kadını sevgiyle kucaklıyorum, ve hala neden bildiğimiz yollara da navigasyonla çıktığımız sorusunun cevabını arıyorum J
Meraklıları için http://www.dogatepe.com.tr/
Gizem TUTAR – Aralık 2011