Bu platformda işle ilgili bir şey paylaşmamaya yeminim vardı, bozdum…
Tutar’lı Diyet’in yeni çocukları oldu çünkü… E-diyetisyen.com’un kıyafetini değiştirdik, kardeşlerini kıskanmasın diye…
Hani ilk göz ağarı diye bir şey vardır ya… İşte o e-diyetisyen… O nedenle çok özel bizim için J
Ama şimdi yeni kardeşleri oldu…
Hepsi için son saatleri saymaktayız biz, doğum sancıları içindeyiz hep birlikte…
Şimdi size birinden bahsedeceğim… İstanbul’a geleli 1,5 sene olmuş… Kimseye doğru düzgün güvenmiyorsunuz eşiniz dışında… Zaten hayatta pek birine güvendiğiniz görülmemiş ya, hadi neyse o başka hikâye…
Bir gün telefon çalmış… Bir iş görüşmesi, kazan-kazan ilişkisi… İyi güzel… O zamanlar daha Tutar’lı Diyet’te ENA Bilişim’de yok… Biri geliyor karşıma oturuyor, güzel güzel internet işlerinden bahsediyoruz, gayet hoş sohbet ve prezentabl… Fazla genç, ama bende öyleyim zaten… Gelecekte şimdinin olgunları yaşlılar, bizler olgunları olmayacak mıyız, sorun yok o nedenle…
O dönemde- sene 2008- beklenmedik bir iş yapmışım, piyasa beni ajanslarla, bin dolarlarla çalışıyor zannediyor, -ama benim suçum değil, öyle bir iş yapmışım, farkında değilim- ben hala yatak odası taksitimi ödemenin peşinde…
Sonra ne oldu, nasıl oldu,bir anlaşma, güzel işler veee iş ile ilgili ciddi bir tartışma… Ve hayatta beklemeyeceğim kadar sıcak ve içten bir geri dönüş… Alışılagelmedik, kendine has…
Size hiç oldu mu bilmiyorum…
Ama bana hayatımda üç kez oldu…
Tanıştığın biri ile hiçbir alakan yok iken, daha önce tanımışsın hissi… Merak etmeyin, Deja Vu peşinde değilim J Hep elektrik derler, sosyete işi bunlar diye güler geçerim… Yok değil bazen oluyor… Bazen, asla aynı düşüncelerde, aynı hayatlarda, aynı uçlarda olmadığınız ama fazla aynı olduğunuz adamlar çıkıyor karşınıza… İyi ki de çıkıyor ama…
Erman…
Bazen işin, bazen yaşın bazen benim nazım tuzum nedeniyle uçurumların ucundan sürekli dönsek de, - boş ver heyecanlı oluyor böyle J - farklısın sen; şu üç yanım kalabalıklarla çevrili, yedi dertli dünyamda… Bir tını var aramızda asla çözemeyeceğim, “kardeş kardeşi bıçaklar, döner yine kucaklar” mantığında… Ama ne bilmiyorum…
Bilmekte istemiyorum Erman…
Çünkü durduğun yer çok güzel…
Kimi zaman hayatımın en eğlenceli, kimi zaman en stresli uçlarında olman, belki seni rahatsız ediyor ama her ilişkinin kendine has bir yanı vardır değil mi?
Bazı şeyleri sadece hatrım için yaptığını bilerek ama bunu görmezden gelerek, asla niye bu kadar hatrım olduğunu çözemeyerek, çözmeye de uğraşmayarak ama hep hatrın için katlanamayacağım bazı şeylere katlanarak, her halimi bilerek ama bilmezden gelerek, her halini direk kendi bakış açımla yorumladığım halde yine de bana katlanarak geçen… bu kadar zaman…
İlk buluşmamız 3. Sınıf bir tıp merkezinde, son buluşmalarımız Boğaz manzaralı restoranlarda da olsa…
Bazı hikâyeler vardır… Anlatıldıklarında büyüsü bozulur…
O nedenle bu kadar bu hikâye…
Her şey için teşekkürler…
Emeğini ve sevgini umarsızca ortaya koyduğun her şey için…
Gizem
Şubat 2012