Yalanı hiç sevmem ve sevmedim… Rol yapmakta bana göre değil… Ben ne hissediyorsam oyum ve hep öyle kalmak niyetindeyim…
İşim en büyük terapi aracım… Başkalarına yardımcı olmak ve kısa süreli de olsa onların hayatlarına konuk olmak her şeyi ve herkesi unutturur bana… Hayatımda en keyif alarak yaptığım şeyin işim olması çok büyük bir şans, hatta Allah’tan gelmiş olan bir lütuf bence…
Hiçbir zaman rol yapmadım kısmına gelince…
Çok mutluyken çok mutluymuşum gibi davrandım, mutsuzken de mutsuzluğumu saklamadım… Zaten yapmak istesem de beceremem, elime yüzüme bulaştırırım böyle şeyleri. Kızgınlığımı, sevgimi, sevincimi, hüznümü saklamaya çalışsam bile, kimi zaman denemişliğim de vardır bunu, en fazla 1-2 saat becerebilirim…
Derin melankolilere o kadar sık düşmem… Bu özelliğimi severim ve aslında hayatın getirisidir bu bana… Ömrüm boyunca her koşulda tek benimsediğim “Hayat devam ediyor” cümlesidir. Hiçbir kızgınlık, kırgınlık, üzüntü ve hüzün, ondan çok uzun süre alıkoyamaz beni…
Her koşulda “Show must go on” yani J
Bu günlerde ruh halim sıklıkla değişiklik gösterse de, kışın genelde böyleyimdir nedendir bilinmez bir türlü sevemedim şu mevsimi, ikiye bölünmüş gibiyim…
Hani tiyatronun o ünlü simgesi vardır ya, bir tarafı gülen bir tarafı ağlayan bir surat… Onun gibiyim nedense…
Bir yanım gülüyor, eğleniyor, çalışıyor ve yepyeni projelere kafa yorup yeni atılımlar yapmak için derin ve uykusuz mücadeleler veriyor, diğer yanım içten içe kanıyor…
En büyük motivasyon kaynaklarımdan biri hüzün olduğundan ötürü, unutmak için yaratıyor, yaratmak için unutuyorum şu aralar… Yeni bir şeyler ürettikçe gülüyor simge, o yeni şeyleri üretirken ki kaynağı aslında hüzün olduğu için de ağlıyor…
Böyle zamanlarda en güzeli 2 günlük yapayalnız bir tatildir genelde… Kaliteli bir roman, iç dilimden anlayan şarkılar, sırt çantası, manzaralı bir yerler… Aklıma geldi şimdi Sıla’nın dediği gibi “Hiç iyi gelmez mi deniz havası” Gelmez mi hiç…
Bir yerlere kaçmalı 1-2 günlüğüne… İnsanın kendisini dinlemesi gibisi yoktur, içinden hüzün nehirleri geçtiğinde…
Gizem
Şubat 2012